geçen zamanın,algısal farklılıklar üzerindeki etkisi ve metaforsal hayat düsturları





14,15 varım yokum.Bir cümle okuyup çok etkilenmiştim facebook'ta.Kapının koluna uzanacak yaşa geldiğinde gitmeyi öğrenir insan' diye.Yıllar sonra,bugün,Paulo Coelho ismi göz kırptı bu kez az evvelki cümlenin sonunda.Kendisi tanışmak istediğim fakat henüz bir kitabını elime alamadığım yazarlardan.O yıllarda,tabii duygular arası geçiş hızımın maksimum 3 saniye olduğu zamanlar,bu cümlenin manasını 'terk etmek' olarak algılayıp hayranı olmuştum kendi içimde.Profilimin "hakkında" kısmına yazmışlığım bile var.Şimdi ise cümlenin kendisinden önce veya sonra gelen kısımlarını gözardı ederek, az evvel yazdığım ham şekli ile okuduğumda,şunun farkına vardım;bahsedilen kapı artık benim için bir metafor niteliği taşıyor.Ölüm metaforu..Evet hayat bir yol,yolculuk evet,fakat sonunda bir kapı var,ölüm var.Yol belki uzun,belki kısa.Tüneller de var,deniz manzaralı otobanlar da.Kar da dahil bu yolculuğa,yağmur da güneş de.Önemli olan ise -tabi ki bence- koşullar değil,nasıl yol aldığımız.Şahsi olarak amacım,ya da amaç demeyeyim düstur diyeyim..Neyse,evet,düsturum;iyi ki'lerimin keşke'lerimi geçmesi bu hayatta.Yolda yani.O kapıya vardığımda yaşadığım her şey için 'iyi ki' diyebilmek.Yolculuklarımızın hep deniz kenarı,camkenarı,can'yoldaşlı olması duası ile.

Yorumlar

  1. Alıntıyı çok güzel bir şekilde kendine göre yorumlamışsın. Yazını, düşünce tarzını beğendim. Başarılar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlu oldum yazdıklarınızı okuyunca.Teşekkür ederim:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutluluk bahsi

gri bir fotoğraf karesinin dipnotu